Kasımda yapılacak başkanlık seçimi ABD’de olduğu kadar başka ülkelerin de gündemini meşgul etmeye başladı. Hemen her gün Türkiye’deki haber bültenlerinde de ABD seçimleriyle ilgili haberler izlemeye başladık. Öne çıkan konuların başında, mevcut Başkan Joe Biden’ın sağlık durumu ve en güçlü rakibi eski Başkan Donald Trump’ın davaları geliyor.
Yaygın kanaatin aksine ABD’de sadece iki parti yok. Her ne kadar ABD yasama organı olan Kongre’deki sandalyelerin tamamında Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin senatörleri ve temsilciler meclisi üyeleri oturuyor olsalar da eyaletlerin yasama organlarına seçilmiş milletvekilleri bulunan dört parti daha var. Buna ek olarak, federal ya da eyalet seviyesinde kayda değer hiçbir siyasi başarıları olmamasına rağmen faaliyetlerini sürdüren, zaman zaman seçimlere de katılan 34 parti daha bulunuyor. 2021’den bu yana hiçbir seçime iştirak etmeyen ama parti adı altında örgütlenmiş 26 partiyi daha ilave edersek, aslında ABD’de neredeyse 70 siyasi parti faaliyet gösteriyor. Ama başkanlık seçimi denildiğinde tabii olarak sadece iki partinin adı akla geliyor.
Bu yazının kaleme alındığı gün itibarıyla ABD Başkanı olmak için yarışa girdiğini açıklayan sekiz isim var. Cumhuriyetçi ve Demokrat adayların yanında, Yeşiller Partisinden bir ve bağımsız iki kişi daha başkanlık için resmen aday oldular. Demokrat Parti’de Joe Biden’ın karşısına aday adayı olarak çıkan Minnessota’dan Temsilciler Meclisi Üyesi ve iş adamı Dean Phillips’e kimse şans vermiyor. Cumhuriyetçi Parti’nin en güçlü aday adayı ise Donald Trump. Trump’ın “hukuk çelmesine” takılmasını ve önlerinin açılmasını dört gözle bekleyenler ise eski Güney Karolayna Valisi Nikki Halley ve Teksaslı iş adamı ve vaiz Ryan Brinkley. Bu ikinci ismi pek duymadık.
Ama Trump’ın davaları sebebiyle yarıştan çekilmesi durumunda, Trump döneminde ABD’nin BM Daimî Temsilciliğini yaparken uluslararası alanda da adından hayli söz ettiren Bayan Halley’in adaylık koltuğuna oturması neredeyse kesin. Cumhuriyetçi Partinin aday belirleme sürecinde şu ana kadar Trump 63, Halley ise 17 delege desteği aldı. Evvelce aday olduklarını açıklayanlardan Vivek Ramasvamy 15 Ocak’ta, Ron deSantis ise 21 Ocak’ta adaylıktan çekilmişlerdi.
Yazının başlığında da belirttiğim gibi bu seçim süreci daha öncekilerden epey farklı olarak, başkan adayları kadar başkan yardımcısı adaylarının isimlerinin de çok tartışıldığı bir ortamda yürüyor. Bunun sebebi seçildikleri takdirde, Biden’ın da Trump’ın da başkanlık dönemlerini tamamlayamama ihtimalleri olması. ABD Anayasası’nda yer alan 25. Değişiklikte aynen şu ifade yer alıyor:
“Başkanın görevden alınması, ölümü ya da istifası durumunda Başkan Yardımcısı Başkan olur.”
ABD Adalet Bakanı tarafından, Biden’ın Obama’nın Başkan Yardımcısı olduğu dönemde bazı gizli belgeleri kötüye kullanıp kullanmadığıyla ilgili bir soruşturma yürütmesi için tayin edilen Özel Müşavir Robert K. Hur tarafından hazırlanan ve geçen hafta kamuoyuyla paylaşılan raporda Biden için “hafızası zayıf, iyi niyetli, yaşlı adam” nitelemesi yapıldı. Beyaz Saray bu değerlendirmeye tepki gösterip, 81 yaşındaki Biden’ın sağlığının ve zihinsel performansının yerinde olduğunu belirtse de seçildiği takdirde koltuğunu 86 yaşında devredecek olan Başkan Biden’ın neredeyse her gün bir yenisi ekranlara yansıyan tuhaf davranışları, tökezlemeleri ve unutkanlıkları Başkanlık görev süresi dolmadan koltuğundan kalkabileceği yönündeki yorumların artmasına yol açıyor. Trump ise Biden’ın yaşı ve sağlığının başkan seçilmemesi için yeterince güçlü bir gerekçe olduğunu savunuyor.
Trump’ın durumu çok daha karışık. Hakkında çok sayıda dava bulunan Trump’ın, bir ceza davasından hüküm giymesi durumunda Başkan adayı olup olamayacağı hakkında çok fazla yorum yapılıyor. Başkan olmanın şartlarının sayıldığı Anayasanın 2. Maddesine göre, ABD Başkanı’nın en az 35 yaşında, ABD’de doğmuş ve en az 14 yıldır ABD’de ikamet ediyor olması gerekiyor.
ABD’deki anayasa hukukçularının büyük bir bölümü, anayasada “başkanın hüküm giymiş olmaması” gerektiğine dair bir ibare yer almadığı için Trump’ın hapis cezası alması durumunda bile aday olabileceği kanaatini taşıyorlar. Fakat iş burada bitmiyor. ABD Anayasası’nın -İç Savaş’tan sonra Konfederasyon mensuplarının Başkan olmasını engellemek için yapılan-14. Değişikliği, “ayaklanmaya ya da isyana karışan kişilerin başkan olamayacağı” hükmünü içeriyor.
ABD federal bir devlet olduğundan bazı eyaletler, 6 Ocak 2021’de gerçekleşen Kongre baskınında Trump’ın doğrudan rolü olduğu gerekçesiyle kendisinin adaylığını engellemeye dönük teşebbüslerde bulunuyorlar. Mesela Kolorado ve Meyn tam da bu gerekçeyle Trump’ın bu eyaletlerde ön seçime girmesini yasakladı. Henüz başka eyaletler benzeri bir yola gireceklerinin işaretini vermediler. Mevcut durumda Trump yoluna açık ara önde devam ediyor.
Aralarında “ağır” nitelikte olanlar da dâhil birçok ithama muhatap olan Trump’ın başkan seçilse bile çeşitli sebeplerle azil işlemine maruz kalabileceği ihtimali bir kenara bırakılamıyor. Öyle olduğu için de tıpkı Biden’ın olduğu gibi, Trump’ın başkan yardımcısının kim olacağı da çok büyük önem taşıyor.
Bazı isimler öne çıksa da henüz iki başkan adayının yardımcı adayları netlik kazanmış değil. Netleşince başka bir yazıda da onların durumunu değerlendireceğim.