Latin Amerika’da Ermeni iddialarıyla mücadele-Türkiye Gazetesi (17.04.2022)

24 Nisan yaklaşırken Ermeni diasporası dünyanın her bir yanında Türkiye’ye zarar vermek için elinden geleni ardına koymuyor. Azerbaycan ile Ermenistan arasında yürütülen ve Türkiye’nin de aktif kolaylaştırıcı rol oynadığı barış görüşmeleri de diasporayı ziyadesiyle rahatsız ediyor. Varlık sebebi, 1915 tehcirinin “soykırım” şeklinde tanınması olan diaspora Paşinyan’a olan kızgınlığını Ermenistan’a yaptığı yardımı kısarak gösteriyor. Karabağ Zaferi’nden sonra gördük ki, Ermeni diasporasının amacı Ermenistan’daki insanların mutluluk ve refah içinde yaşamaları değil. Bilakis, Ermenistan Ermenilerinin ızdırap çekmeleri diasporadakileri memnun ediyor.

Ankara, Ermeni iddialarıyla mücadelesini ekseriyetle AB ülkeleri ve ABD’ye yoğunlaştırır. Her yıl milyonlarca dolar bu mücadele için Washington ve AB başkentlerindeki lobi şirketlerine ödenir. Ben kazanç odaklı olan bu lobi şirketlerinin bugüne kadar gerçekten Türkiye’nin hayrına ve kalıcı sonuçlar doğuran işlere imza attıklarına şahit olmadım. Diğer yandan, Ermenilerin çok güçlü oldukları diğer birçok yerde gerekli kaynakların etkin kullanılmamasından ciddi sıkıntılar doğmaktadır. Bu hususun da yeterli şekilde tetkik edilmediği aşikârdır. Bu bölgelerin başında da Latin Amerika ülkeleri gelir.

Geçtiğimiz hafta Şili, Arjantin ve Uruguay’a gittim. Bu ülkelerdeki Ermeni etkisinin ne kadar büyük olduğunu yerinde müşahede ettim. Uruguay 1915 olaylarını 1965’te, yani olayların 50. yılı vesilesiyle, “soykırım” olarak tanımış. Arjantin 2004’te, Şili ise 2007’de benzeri yasalar çıkarmışlar. Latin Amerika’da bu üçünden başka, Venezuela 2005’te, Bolivya 2014’te, Brezilya ve Paraguay ise 2015’te Ermeni iddialarını tanımışlar. Haritaya bakınca görürsünüz; bu ülkelerden Brezilya ve Arjantin G-20 ülkeleri ve dünyanın önde gelen ekonomileri arasında yer alıyorlar. Bu iki ülkeye, bugüne kadar iki Nobel ödüllü edebiyatçı çıkaran Şili’yi de eklediğimizde, Latin Amerika’nın entelektüel kalbinin attığı coğrafyada Ermeni görüşlerinin maalesef taraftar bulduğunu görüyoruz. Peki neden?

Ermenilerin Latin Amerika’da kalabalık bir nüfusa sahip oldukları söylenemez. Bölgenin tüm ülkelerindeki toplam nüfusları 150.000’i geçmez. Sağlıklı bir istatistik olmamakla birlikte, en yoğun oldukları Arjantin’deki nüfuslarının yaklaşık 70.000 olduğu tahmin ediliyor. Latin Amerika’ya göç eden ilk Ermeniler, Adana Saimbeyli’den gelmişler. 1940-1950 yıllarında Lübnan ve SSCB’den gelen Ermeniler de olmuş. Nüfuslarının az olmasına rağmen, tıpkı ABD ve Fransa’dakiler gibi, Latin Amerika Ermenileri de son derece iyi örgütlenmiş durumdalar. Bilhassa ticaretin çeşitli alanlarındaki faaliyetleri sayesinde siyasetçilerle yakın ilişkiler kurmuşlar. Yerel yönetimlerde etkililer. Örgütlü oluşları ve tek sesle hareket edebilme kabiliyetleri, Türkiye’ye karşı attıkları adımların etkili olması sonucunu da vermiş.

Latin Amerika’daki Türklerin sayısının çok az oluşu ve bölge ülkeleriyle ticari ve siyasi ilişkilerimizin düşük seviyede bulunması, Ermeniler karşısında etkili olunamaması sonucunu doğurmuş. Uzunca bir süre Türkiye’nin yanında olan, en azından karşısına geçmemiş olan Yahudi lobisinin de Ermenilerin yanında yer alışı, Türkiye için işleri hayli zorlaştırmış.

Bir avuç diaspora Ermenisinin, Türkiye’nin bölgedeki her türlü teşebbüsünü tıkamasının önüne geçmek lazım. Son dönemde Türkiye bu yönde çok yönlü bir strateji yürütüyor. Her şeyden evvel Türk dizileri tüm Latin Amerika’yı kasıp kavuruyor. Kime Türk olduğunuzu söyleseniz, hemen size hangi Türk dizilerini seyrettiğini anlatıyor. Fakat yüz milyondan fazla Latin Amerikalının izlediği bu dizileri yeterince etkin kullandığımız söylenemez. Ben Kültür ve Turizm Bakanı’nın yerinde olsam, her ay birkaç dizi oyuncusunu bir Latin Amerika ülkesine getirir, imza günleri düzenlerim. Bir Arjantinli profesör dostum dedi ki, “Buenos Aires’e Engin Altan Düzyatan’ı, Halit Ergenç’i ya da Kıvanç Tatlıtuğ’u getirin, 80.000 kişilik River Plate stadyumu tıka basa dolar.” İddialı bir cümle ama Latin Amerika’da Türk dizi oyuncularının toplumun her kesiminde çok iyi tanındığını gösteriyor.

Diğer yandan Latin Amerika ülkelerinde futbol, en az Türk dizileri kadar popüler. Arjantin şampiyonu ve Latin Amerika’nın en iyi takımlarından River Plate’in forma sponsoru Türk Hava Yolları. Ermeniler bunu bile engellemeye çalışmışlar. Bu yıl ekim ayında bitecek olan sponsorluğun yenilenmesi hâlinde en az üç yıl daha yüz binlerce Arjantinli göğüslerinde millî hava yolumuzun ismiyle dolaşmaya devam edecek. Etkileri sınırlı lobi şirketlerine ödenenlerden çok daha az paralarla, yıllık 2-3 milyon dolara yapılabilecek bir iş. Bu stratejik vizyon Türk şirketlerinde artık var çok şükür.

Savunma sanayii iş birliği bir diğer geliştirilmesi gereken alan. Geçen hafta Şili’deki Latin Amerika savunma sanayii fuarına neredeyse tüm savunma şirketlerimizin katılmış olması hem bölgeye girme niyetimizi hem de Türk ürünlerine olan talep artışını gösteriyor. Stratejik ürünlerdeki ticaretimiz arttıkça, Ermeni diasporasının sesi de kısılacaktır.

Son olarak, Türkiye’nin diasporayla mücadelesinde başta Azerbaycan olmak üzere Türk devletlerini yanına alması her zaman olumlu sonuçlar verir. Sadece Latin Amerika’da değil, dünyanın her yerinde Ermeni yalanları karşısında Türk cumhuriyetleri tek ses olmalıdır. Türk Konseyinde bu yönde bir adım atılmasının zamanı geldi.

Bu vesileyle, önümüzdeki hafta Uruguay’da açılacak yeni büyükelçilik binamızın hayırlara vesile olmasını dilerim.