Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Trump’ın Suriye’den çekileceklerini açıklamasıyla neticelenen Türk diplomasisini tek kelimeyle nitelendirdi: Efsane.
Trump’ın çekilme yönündeki açıklamalarını memnuniyetle ama aynı zamanda ihtiyatla karşıladıklarını ifade eden Erdoğan, başta DEAŞ, PYD-YPG-PKK olmak üzere Suriye’de faaliyet gösteren bütün terör örgütlerine karşı Türkiye’nin kararlılıkla mücadeleyi sürdüreceğini vurguladı.
Geçen Hafta Diplomatik Muhakeme’de, ABD’nin Suriye’deki varlığının DEAŞ’ı yok etmek üzerine inşa edildiğini, bu örgütün etkisizleştirildiği noktada bu mevcudiyetin de meşruiyetini kaybettiğinin altını çizmiş ve yazıyı şöyle bitirmiştik: “Türkiye ile ortak kalmak, 21. yüzyılın küresel ve bölgesel dengeleri açısından [ABD için] elden kaçırılmaması gereken bir ayrıcalıktır.”
Görülüyor ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la defalarca yaptığı yüz yüze ve telefonla görüşmelerden sonra Trump da yavaş yavaş bu gerçeği idrak ediyor. Ama aynı idrake ABD’deki ‘derin’ güvenlik bürokrasisi, bilhassa CENTCOM komutanları da sahip mi acaba? Bunda ciddi şüphelerim var.
Kabul etmeliyiz ki, ABD içinde uzunca bir süredir Türkiye’yi doğrudan hedef alan bir dizi operasyonu planlayıp, yürüten bir kesim var. Bunlar geziden, FETÖ’ye, Halkbank sürecinden, Suriye’de PYD-YPG’ye korsan devlet kurdurma girişimine kadar her türlü Türkiye karşıtı melanetin merkezinde oldular. Obama’nın ikinci başkanlık döneminde bu kesimler gemi iyice azıya aldılar. Trump da bu tabloyu masasında buldu. Seçim kampanyasında ve ardından birkaç kez Suriye’den çekilmekten bahsetmesine rağmen, bölgede bir terör devleti kurdurmaya kilitlenmiş kesimlerin engellemesiyle karşılaştı. Bugün resmîleşen çekilme kararına karşılık, birileri ne yapıp, ne edip ABD’nin buradaki varlığını sürdürmesini temine çalışacak. Bir konuyu da sürekli Trump’ın gündeminde tutmaya çalışacaklar: “Çekilince Suriye’deki müttefiklerimize ne olacak?”
Zaten meselenin can alıcı noktası da burası. Türkiye ABD’ye, “Suriye’den çekilin” demedi ki; “Türkiye’yi hedef alan PKK’nın uzantısı PYD-YPG’yi silahlandırmayın, verdiğiniz silahları geri toplayın, terörle mücadelemizde bizim yanımızda olun” dedi. Trump’ın çekilme kararıyla birlikte Türkiye’nin bu talepleri aciliyet kazanmıştır.
Her şey Trump’ın söylediği (tweetlediği) gibi giderse, Amerikan askerlerinin en geç 60 gün içinde Suriye topraklarını terk edeceği söyleniyor. Bu tahliye planının içinde mutlaka yer alması gereken iki husus var.
Birincisi, DEAŞ’la mücadele ettikleri gerekçesiyle teröristlere dağıtılan silahların ve askerî mühimmatın ABD tarafından derhal geri toplanması lazım. Ankara bu konuyu dile getirdikçe onlar, “silahların seri numaraları bizde, DEAŞ bitince geri toplayacağız” diyorlardı. DEAŞ’ın bittiğini Trump duyurdu; Amerikan askeri evine dönüyor. O hâlde bir zahmet seri numaralarını bildikleri bu silahları ve mühimmatı da toplayıversinler!..
İkincisi, CENTCOM Suriye’nin kuzeyinde irili ufaklı 20 askerî tesis inşa etti. Bunların bir bölümü nakliye uçaklarının iniş-kalkış yapabilecekleri pistlere sahip. Bir radar tesisi ve çok sayıda gözetleme noktası bulunuyor. ABD askerleri çekilirken söz konusu tesislerin akıbeti ne olacak? Trump’a burada çok önemli bir görev düşüyor. Türkiye ile gerçekten de güçlü bir dayanışma içinde tüm terör örgütlerine karşı mücadele sürdürme istek ve kararlılığındaysa Trump’ın bu tesislerle ilgili yapabileceği iki şey var. Ya bunları tamamen imha eder, ya da Türkiye’ye devreder. Bu ikisinin de yapılmaması durumunda -hele bir de PYD-YPG’ye dağıtılan silahların da geri alınmaması söz konusuysa- bu tesisler teröristlerin barınağı hâline gelir. ABD kendi elleriyle silahlandırdığı militanlara çok sayıda askerî tesisi ‘hediye’ etmiş olur.
Şayet Suriye’nin terör örgütlerinin cirit attığı bir istikrarsızlık alanı olarak kalmasını istemiyorsa Trump’ın vermesi gereken talimat, ABD tarafından inşa edilmiş olan askerî tesislerin NATO müttefiki Türkiye’ye devredilmesinden ibarettir. Böylece hem DEAŞ’a karşı mücadele aynı kararlılıkla sürdürülmüş olur hem de PKK’nın Suriye’deki uzantılarının terörist faaliyetlerine kökten son verilir. Trump böyle bir talimat verirse CENTCOM komutanları bunu yapmamak için bin dereden su getireceklerdir. Baksanıza, Amerikan basınının bildirdiğine göre çekilme kararının arkasından yaptığı açıklamada CENTCOM Komutanı Joe Vottel, “Karnıma bir yumruk yemiş gibi hissediyorum” demiş. Daha ne desin ne kadar büyük hayal kırıklığı yaşadığını göstermek için?
Özetlemek gerekirse, Trump’ın Suriye’den çekilme kararı doğrudur. ABD çekilirken teröristlere verdiği silahları toplamalı, bölgeye inşa ettiği tesisleri de NATO müttefiki Türkiye’ye devretmelidir. Bunu yapmayacaksa söz konusu tesisleri imha etmelidir.