Siyasi Bir Suikastın Düşündürdükleri…  – Türkiye Gazetesi (19.05.2024)

Slovakya Başbakanı Robert Fico geçtiğimiz çarşamba günü silahlı saldırıya uğradı. Adı henüz açıklanmayan ama 71 yaşında eski bir yazar ve güvenlik görevlisi olduğu söylenen saldırgan Başbakana yakın mesafeden beş el ateş etti. Başbakan Fico kaldırıldığı hastanede ameliyat edildi. Son bilgilere göre durumu ciddi ama iyileşme ümidi var.

Üst seviyedeki devlet görevlilerine gerçekleştirilen suikastlar hakkında çok farklı yorumlar yapılır. Saldırganın sağ ele geçirilmiş olması, yargılama sırasında neden bu saldırıyı gerçekleştirdiğinin kendi ağzından duyulmasını mümkün kılacak. Ama ilk andan itibaren, suikastın siyasi bir motivasyonla yapılmış olduğu yorumları öne çıktı. Bu noktada biri yerel, diğeri uluslararası olmak üzere iki seviyede fikir yürütülüyor.

Saldırıyı Slovakya’nın iç siyasi gelişmeleriyle bağlantılandıranlar, saldırganın muhalefet tarafından oluşturulan “nefret atmosferinin” tesiri altında kaldığını savunuyorlar. Bu yorumu yapanlar, saldırı tam da Slovakya Parlamentosunda devlet televizyonunun kapatılması konusunun görüşüleceği güne rastlamasına dikkati çekiyorlar. Toplamda on yılı aşkın bir süredir Slovakya’yı yönetmekte olan Başbakan Fico, partisi (SmerSD) ve koalisyon ortakları devlet televizyonunun yerine hükümet tarafından atanan bir kurul tarafından idare edilecek yeni bir medya kurumu oluşturmak için bir süredir çalışmalar yürütmekteydi. Muhalefet partileri bu girişimin basın ve ifade hürriyetini tahdit edeceğini ileri sürerek sert şekilde karşı çıkıyorlardı.

Bu durum bir suikastı tetiklemiş olabilir mi? Öyleyse, saldırganın doğrudan azmettiricileri de olabilir mi? Şimdilik bilmiyoruz.

Diğer yandan Fico’ya yönelik saldırıyı uluslararası gelişmelerle ilişkilendirenler de az değil. Bunlara göre, Fico’nun 2023’ün Ekim ayında üçüncü kez başbakanlık koltuğuna oturmasından sonraki bazı icraatının “Batılı” müttefiklerini son derece rahatsız ettiğini dile getiriyorlar. Fico’nun yaptığı bu türden işlerin başında, Ukrayna’ya silah yardımını kesmek geliyor. Her ne kadar 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınamış olsa da Fico, Rusya’ya uygulanan yaptırımların krizin sona ermesine yardımcı olmayacağını savunuyordu. 2023 seçim kampanyası sırasında, iktidara gelmesi hâlinde Ukrayna’ya Slovakya’dan “tek bir mermi gönderilmeyeceğini” taahhüt eden Fico Başbakan olduktan sonra ülkesinin Ukrayna’ya yardımlarını kesti.

Kendisinden önceki hükümet tarafından söz verilen yardımların da gönderilmeyeceğini açıkladı. Bu tutumu hem ülke içinde hem de AB platformlarında “Rusya yanlısı” olarak nitelendirilmesine yol açtı.

Fico’nun Batı’nın genel politikalarından ayrılması Rusya-Ukrayna Savaşı karşısındaki tutumuyla sınırlı değil. 1990’ların ortalarına giden uzun siyasi hayatı boyunca ABD dış politikasının Slovakya’daki en sert muhaliflerinden olan Fico, ülkesine ABD füze savunma sistemleri yerleştirilmesine ve Slovakya-ABD Savunma işbirliği Anlaşmasına da karşı çıkmıştı. 10 Mayıs’ta BM Genel Kurulu’nda yapılan Filistin oylamasında ret oyu kullanan 9 ülkeden ikisi olan komşuları Macaristan ve Çekya’dan farklı olarak Slovakya evet oyu kullanmış ve İsrail’in karşısında yer almıştı. Başbakan Fico HAMAS’ın 7 Ekim saldırısını kınamış ama İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ederek sivil insanları katletmesi karşısında AB’nin ikiyüzlü bir tutum sergilediğini de söylemişti. Başbakan Fico göçmenler ve mülteciler karşısında da sert bir tutum takınmış, özellikle Müslümanların Slovakya’ya gelmelerine izin vermeyeceğini vurgulamıştı.

Her iki görüşe sahip olanların da suikastın sebepleri hakkında sağlam gerekçeler ileri sürdükleri görülüyor. Bunlardan hangisinin suikastçıyı harekete geçiren gerçek saik olduğunu belki de hiç öğrenemeyeceğiz. Fakat iki husus kesin olarak söylenebilir:

Birincisi, şayet Fico sağlığına kavuşur ve başbakanlık görevine devam ederse, kendisini hedef alan saldırıyı hem iç hem de dış politika kararlarını alırken sıklıkla kullanacaktır. Bu da Slovakya’nın genel olarak Batı’nın ve özelde AB’nin birçok politikasından farklılaşmasını hızlandıracak, ister istemez ülkedeki siyasi kutuplaşmayı da artıracaktır.

İkincisi, saldırının sebebi ne olursa olsun, önümüzdeki günlerde komplo teorilerinin daha fazla taraftar toplayacağına şahit olacağız.

Bu suikastı tarihteki başka siyasi suikastlarla mukayese ederek, çoğu zorlama bazı çıkarımlarda bulunmaya hacet yok. Bundan ne Birinci Dünya Savaşı benzeri bir büyük karmaşa çıkar, ne de ülkede askerlerin yönetimi ele alacağı gelişmeler. Yine de Fico’ya yapılan silahlı saldırının zamanlaması ve hedef seçimi açısından göz ardı edilmemesi gereken ve tüm boyutlarıyla açığa çıkarılmayı hak eden bir olay olduğu aşikâr.