Mısır ve İsrail’le normalleşme yakın mı?Türkiye Gazetesi(12.12.2021)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Türkiye arasında bir süredir esen soğuk rüzgârlar dindi. Emîrin Türkiye’yi ziyaret etmesi ve ülkesinin Türkiye’ye yatırım yapmaya başlayacağını açıklaması ekonomi çevrelerinde de olumlu karşılandı. Suudi Arabistan’la da karşılıklı yumuşama adımları atılıyor.

Türkiye’nin BAE ve Suudi Arabistan’la gerilimi azaltmaya başlaması, Mısır ve İsrail’le ilişkilerin ne zaman düzeleceği sorusunu da akla getiriyor. Mısır’la 2021 içinde başlayan dışişleri heyetleri arasındaki görüşmelerde hızlı ilerlemeler sağlanamadığı anlaşılıyor. Zira iki ülke henüz birbirlerinin başkentlerine büyükelçi yollamış değiller. Mısır’ın temel beklentisi Türkiye’de bulunan rejim muhaliflerinin ya kendisine iadesi ya da bunların faaliyetlerinin durdurulması. Mısır basınında yer alan yorumlara göre Kahire, İstanbul merkezli yayın yapan muhalif medya kuruluşlarından büyük rahatsızlık duyduğunu Ankara’ya bildirmiş. Önemli rejim muhaliflerinin Türkiye dışına çıkarılmaları, İngiltere veya Katar’a gönderilmeleri gibi alternatiflerin sunulduğu söyleniyor. Büyükelçiler karşılıklı olarak görevlerine başlasalar da, “Türkiye’deki Sisi rejimi muhaliflerinin faaliyetleri” konusunun Mısır tarafından sürekli gündemde tutulacağı anlaşılıyor.

Karşılıklı olarak büyükelçilerimizi çektiğimiz bir başka bölge ülkesi olan İsrail’in “normalleşme” için ön şartları da Mısır’ınkilerle benzeşiyor. Henüz dışişleri heyetleri arasında -basınla paylaşılan- herhangi bir görüşme yapılmamış olsa da, İsrail basınına yazdırılan haberlere göre, İsrail yönetimi Türkiye’deki Hamas mensuplarının faaliyetlerinin kısıtlanmasını ve bunların önde gelen isimlerinin ülkeden çıkarılmasını talep ediyor. Türkiye ise İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında yeni yasa dışı yerleşimler açmaması ve iki devletli bir çözüm için Filistin temsilcileriyle yeniden masaya oturabileceği sinyalini vermesi arzusunu taşıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daima ifade ettiği gibi; Türkiye Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasına her zaman karşı çıkacak ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulmasını desteklemeyi sürdürecek. İki ülkenin cumhurbaşkanları arasındaki devlet nezaketinin gerektirdiği kıvamdaki telefon görüşmeleri, diplomatlar arasında yüz yüze diyaloğun çok yakında başlayabileceğinin işareti olarak yorumlanabilir. Fakat diyaloğun başlayacak olması, normalleşmenin hemen gerçekleşeceği anlamına gelmiyor. İsrail Hamas konusundaki taleplerini diyalog masasında her zaman tutacak.

Mısır ve İsrail’le normalleşme sürecinin Doğu Akdeniz dengeleri açısından önemli sonuçları olabilir. Bu iki ülkeyle diplomatik ilişkilerimizin gergin olduğu son 10 yıl içinde, Türkiye’nin dışlandığı bir Doğu Akdeniz haritası oluşturulmaya çalışıldı. Bilhassa bölgedeki hidrokarbon rezervlerinin paylaşımına yönelik deniz yetki alanlarının sınırları çizilirken Türkiye’nin ve KKTC’nin görmezden gelinmesine Türkiye hem Mavi Vatan konseptiyle hem de Libya anlaşmasıyla karşılık verdi. AB içinden Fransa ve Yunanistan’ın da aktif olarak katıldıkları Enerji Forumu oluşumunda Türkiye’ye hâlen yer verilmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki yıldır dillendirdiği Akdeniz Konferansı’nın yapılmasına AB prensipte olumlu yaklaşsa da, bölgedeki tüm tarafların katılması konusu çözülemediğinden, bu toplantı yapılamadı. Türkiye’nin Mısır ve İsrail ile en azından diplomatik ilişkilerini yeniden büyükelçilik seviyesine çıkararak bu iki ülkeyle normalleşmeye başlaması, Akdeniz’de Rum-Yunan ikilisi öncülüğünde şekillendirilmeye çalışılan oyunun bozulmasına giden yolu da açacaktır. Zira bu iki ülke de, Akdeniz’deki enerji kaynaklarının Türkiye ile birlikte Avrupa pazarına taşınmasının kendileri açısından çok daha kârlı olacağını bilmektedirler. Elbette önce diplomatik ilişkilerde normalleşmenin gelmesi lazım. Bakalım 2022’de bunu görebilecek miyiz?